Translate

Bu Blogda Ara

Selino Katliamı












gazete haberi link
http://query.nytimes.com/gst/abstract.html?res=950DE5DF143DE633A25753C2A9649C94669ED7CF



Türkler’e yönelik katliamlar başladı. Bunların en büyüğü ve kanlısı 1866 yılının 16 Ağustosu’nda Selino Kasabası’nda oldu.
Binlerce Türk katledildi. Ama Batı bu katliamları görmezden geldi.
Bundan cesaret alan ada Rumları 2 Eylül 1866’da “Enosis” ilân ettiler ve Girit’in Yunanistan’a bağlandığını açıkladılar.

Bu sırada adada 16 tabur Türk askeri bulunmasına rağmen Osmanlı Devleti hiçbir şey yapamadı.
Katliamlar, Yunan Albay Koreneos önderliğinde aralıksız sürdü.
Sonunda baskılara dayanamayan Osmanlılar, Girit’e özerklik vermeyi kabûl etti ama Rumlar bunu reddetti.
Batılı ülkelerin yoğun baskısıyla bu özerklik daha da genişletildi.
Ardından bir Yunan vâli atandı. Böylece adada Osmanlı egemenliği fiilen sona ermiş oldu.
1909’a gelindiğinde sallantıda olan Osmanlı İmparatorluğu Girit’i düşünecek hâlde değildi.
O günlerde Avusturya Bosna-Hersek’i ilhak ettiğini açıkladı. Osmanlı Devleti buna da sesini çıkaramadı.
Bunu fırsat bilen Girit Rumları adanın Yunanistan’a ilhak edildiğini açıkladı. Yunanistan da adayı topraklarına kattığını dünyaya duyurdu.
Bu karar Türk toplumunda büyük infiâl uyandırdı. Heyecanlı ama hüzün dolu gösteriler yapıldı.
Sonuçta ada milyonlarca insanın “Girit bizim canımız, feda olsun kanımız” feryatları arasında 1909’da Yunanistan’ın oldu.
Bugün adada tek bir Türk bile yaşamamaktadır.”
İşte Girit’in hüzünlü öyküsü böyle.