Translate

Bu Blogda Ara

Gezi öyküsü


Türkiye’ye bir o kadar yakın ve ulaşımı bir o kadar dolambaçlı olan bir ada Girit. Eğer kendi rotanızı kendiniz çizebilecek kadar deli cesaretiniz yoksa sanırım sadece girit’e özelturlar düzenleyen şirketler var. Ama kısa bir ön araştırma ile kendi rotanızı da belirleyebeilrisiniz ve tabiki de daha ucuza.

Türkiye’den girit’e direkt ulaşım yok.marmaris üzerinden Rodos bağlanıtısıyla denizden girit’e ulaşılabileceği gibi,atina’dan uçakla veya pire’den feribotla da adaya gidilebilir.ben izmir’den kısıtlı bir bütçeyle yola çıktım.çeşme’den sakız adasına küçük feribotlarla geçip sakız’da 2-3 saat kadar oyalanıp midilli’den gelen pire limanına doğru giden o kocaman gemiye bindim.bu gemiyle ilgili tüyoları anlatmam apayrı bir gezi notu olacak.9 saat süren deniz ortasında geçen uzun bir gece yolculuğunun ardından ki bu yolculuk insana içsel anlamda çok şey katıyor, sabahın köründe pire limanına ulaşıyorsunuz. Pire’den metroyla doğruca Atina havaalanına gitmek mümkün. Benim birkaç saatim vardı ve Atina sokaklarında yeni günün başlayışına tanıklık ederek oyalandım. Sonra zamanı gelince havaalanına gidip uçağa yetiştim ve Girit’e doğru havalandık.

Tabiki benim nedenlerim başka da olsa bu şehre kuş bakışı bakarak yaklaşırken ki heyecanı galiba herkes hissedecek.daha yukarıdan bakarken bile ada gibi değil Girit.ana kara gibi.aşağıda masmavi bir deniz, beyaz tepeler derken birden deniz kıyısında uzanıvermiş olan pistte iniyor uçak.havaalanı küçük ama kalabalık. avrupa’nın her köşesinden gelen turist kafileleri var alanda benimle çantalarının gelmesini bekleyen.

Girit’in başkenti heraklion. En kalabalık,en merkezi şehri. türkler kandiye demişler şehre.cenevizlilerldeb kalma bir kale var denize doğru uzanan limanın sonunda.kules (kule) adını veriyorlar heraklionlular. Şehir oldukça hareketli .trafik bizim buraları aratmayacak kadar düzensiz. Bize oldukça tanıdık gelen yol çalışmaları,kazılar,tozlu yollar,korna sesleri…komşu komşu çok fazla aynıymışız meğer.

Heraklion’un en bilinen yeri aslanlı çeşmenin olduğu meydan(lion square). Ben çeşmeye yıllar sonra tekrar su verilişine tanık oldum. Gerçekten önemli bir olay olsa gerek ki belediye başkanı ,kameralar herkes oradaydı. Bu olay bile ne kadar bizden diye aklından geçiyor insanın.aynı meydanda yine tanıdık bir isim.izmir kebap.aynen yazılışı da böyle. bildiğimiz İzmir ve bildiğimiz kebap. Dipnot kebapları denemeye değer diyorum.zaten girit’e gidip aç kalmak, yemek beğenmemek imkansız. Bu adaya ya kilo verip de gidin ya da alacağınız kiloları dert etmeyin. Bir çoğumuzun adını duyunca ay bu nasıl yenir diyeceği salyangoz yemeği de meşhur adanın . eğer denemeleri seviyorsanız tavsiye ederim. Hiç de kötü değil. Adanın yemek kültürünü anlatmak ayrı bir gezi yazısını hak ediyor.

Heraklion,Hanya, Rethymnon adanın gördüğüm 3 büyük şehri. Adada ulaşım kara yoluyla ve bir yerden bir yere gitmek çok uzun sürmüyor.yollar genelde iyi durumda.trafik alışkın olduğumuz gibi. Adada kalıanack yer bulmak çok zor olmasa gerek. Lüks otellerden pansiyonlara ve kamp yerlerine kadar her tür seçenek var. Eğer ekipmanınız varsa kamp yerleri de bence uygun seçeneklerden.

Girit’e dair anlatacaklarım burada son bulmasa da bu bir girizgah olsun der ve tadı damağımda kekik kokusu burnumda ılık rüzgarı saçlarımda kala kala ti kaneis? Kala der ve bitiririm bu yazıyı…