Giritliler tarafından sıklıkla tüketilen otlar
Turpotu; Haşlanıp zeytinyağlı ve limonlu salatası yapılır. Limon ve zeytinyağına ek olarak sirke çırpılarak da salataya sos olarak kullanılır. Mevsimi Ekim ayında başlar Nisan-Mayıs aylarına kadar devam eder. Yabani turpotu daha makbuldür. Yabanisinin yaprakları koyu yeşildir ve tadı daha acımsıdır. Turpotu en kolay bulunan ve sıklıkla tüketilen otlardandır.
Filiz; Haşlanıp zeytinyağlı ve limonlu salatası yapılır. Turpotunun filizidir ve turpotunun bitmesine yakın çıkar. Demetle satılan filizlere pazarda ancak 2-3 hafta rastlanabilir.
Radika ( Acı – Talı ); Haşlanıp zeytinyağlı ve limonlu salatası yapılır. Mevsimi Ekim ayında başlar. Acısının yaprakları ince ve koyu, tatlısınınkiler
geniş ve açık renkli olur. Girit’e ait tarif kitaplarında kuzu eti ile pişirilen bir yemek tarifine de rastlamak mümkündür. Ancak böyle bir tarif Giritliler arasında kullanılmamaktadır.
Helvacık; Haşlanıp zeytinyağlı ve limonlu salatası yapılır ve çiportada kullanılır. Mevsimi Ekim ayında başlar.
Hardal; Haşlanıp zeytinyağlı ve limonlu salatası yapılır. Mevsimi Sonbahar’dır.
İstifno; Girit kabağı ile birlikte haşlanıp zeytinyağlı ve limonlu salatası yapılır. İlkbaharda sarmaşıktan önce çıkar. Yazın pazarlarda bulunan tek ottur. Kartlaşmaya başlayınca siyah meyveleri çıkan istifno genelde koyu yeşil renkli Girit kabakları ile haşlanır. İstifnonun kabağın yanı sıra domates, patates hatta yeşil biber katılarak pişirildiği bir başka tarif daha bulunmaktadır.
Avronyes / Sarmaşık; Haşlanıp zeytinyağlı ve limonlu salatası yapılır ya da soğan ile kavrulup üzerine yumurta kırılır. Mevsimi İlkbahar’dır. Kendine özgü acımsı bir tadı vardır. Yılda mutlaka 1-2 kez yenilmesi gerektiği söylenen sarmaşık, şifalı kabul edilir. Özellikle haşlamasının daha faydalı olduğu söylenir. Haşlama suyu atılmaz ve sabahları aç karnına içilir. Pazarlarda demetler halinde satılır.
Asfaraca / Yabani kuşkonmaz; Sarmaşık ile aynı şekilde tüketilir. Mevsimi İlkbahar’dır. Haşlama suyu atılmaz ve sabahları aç karnına içilir. Pazarlarda demetler halinde satılır.
Arapsaçı; Kuzu etli ve zeytinyağlı yemeği yapılır. Etli arapsaçı un ve limonla terbiye edilerek de pişirilir. Çiportada kullanılır. Kuru fasulyeli ya da kuru börülceli de pişirilir. Arapsaçının özellikle yabanisi makbuldür. Dibe doğru olan sap kısımları kesilerek mutlaka önceden, biraz pişirilmelidir. Aksi takdirde daha çabuk pişen yaprak kısımları saplar pişene kadar erir ve renkleri koyulaşır. Pek yaygın olmasa da arapsaçı börek içi olarak da kullanılır. Mevsimi Kasım’da başlar Aralık tam zamanıdır. Mart ayında yılanın kış uykusundan uyandığında topraktan çıkar çıkmaz gözlerini arapsaçına sildiğine inanılır ve arapsaçı bu tarihten sonra yenmez. Zira kartlaşmaya başlar.
Şevketibostan; Kuzu etli ve zeytinyağlı yemeği, haşlanıp limon ve zeytinyağı ile salatası yapılır. Mevsimi Kasım’da başlar Aralık tam zamanıdır. Şevketi Bostan pazarda kökleri ayıklanmış halde dikenli yaprakları ile birlikte satılır. Etli yemeği hem kök hem de yaprak kısımları katılarak yapıldığı gibi bazı hanımlar köklerinden yemek yapıp, yapraklarını haşlarlar. Salatası yapılırken elde edilen haşlama suyu asla atılmaz, içilir. Kuzu etli şevketi bostan un ve limon ile terbiye edilerek de pişirilebilir.
Cibez; Haşlanıp zeytinyağlı ve limonlu salatası yapılır. Mevsimi Ekim ayından başlayarak Mart-Nisan aylarına kadar devam eder. Cibez, lahanalar kesildikten sonra dibinden kendi kendine çıkan filizleridir.
Semizotu; Zeytinyağlı, pirinçli yemeği, çiğ olarak salatası yapılır. Yabanisi çiportada kullanılır. Mevsimi Yaz’dır. Yabanisi makbuldür. Pişirirken domates kullanılan nadir otlardandır.
Isırganotu ; Giritliler arasında çok da fazla kullanılan bir ot olmamakla birlikte yer yer börek içi ya da karışık ot tariflerinde ve yumurtalı kavurma olarak karşımıza çıkmaktadır. Bugün Girit-Hanya’da, Ege’de yapılan dönderme benzeri, ısırgan otlarını, un ve su ile yapılmış bir karışıma batırıldıktan sonra zeytinyağında kavrularak yapılan bir yemek tarifi bulunmaktadır.
Girit mübadillerince pek tercih edilmeyen bir otun günümüz Hanya’sında karşımıza çıkması, tarifin Anadolu’dan Girit’e yerleştirilen Rumlarca taşınabilmiş olabileceğini düşündürmektedir.
Ebegümeci Çipohorta içerisinde yer alması dışında, iri yapraklarından sarma yapılır. Bunlara ek olarak ebegümeci filizlerinden kuzu etli ya da zeytinyağlı ve terbiyeli ( un ve limon ile ) bir yemek de yapılan tarifler arasındadır.
Bunların dışında, çipohorta tariflerinde adına rastladığımız Vlita (tilki kuyruğu) çipohortanın en önemli bileşenlerindendir. Yabani ıspanak, yabani sarımsak, dağ pırasası çipohortada ve börek içlerinde kullanılır. Gelincik, genelde börek içinde ve çipohortada kullanılır. Bunun dışında yaygın olarak kullanılan bir ot değildir.
Pazı ve labada, kıymalı ya da zeytinyağlı sarma yapmakta kullanılır. Pazı börek içi olarak da kullanılır.
Papules denen, Lathyrus ochrus adlı baklagilin filizleri çiğ olarak üzerine sadece tuz ve limon ( ya da sirke ) dökülerek yenir. Bakla filizinin de aynı şekilde salatası yapılır.
Muhliye / mühliye ise çok sık olmamakla birlikte Hanyalı Giritliler tarafından etli yemeği yapılan bir ottur.
Ek olarak değişik bölgelerde değişik adlarla anılan ve toplanan kişkiş, gıvışganotu, iğnelik, kazayağı, yemlikotu, sütleğen gibi yabani otlar da mevsimine göre pazarlara ayrı ayrı ya da ot karışımları içinde gelebilmektedir. Gerek Girit’in gerekse Anadolu’nun yabani ot çeşitleri bu kadarla sınırlı değildir, burada Giritliler tarafından en sık ve en yaygın olarak tüketilen, kolaylıkla bulunabilen otlara yer verilmiştir.